Sosyal Medya

Makale

Eski ve yeni arasında AKP’nin yolu

Eski ve yeni arasında AKP’nin yolu

 

AKP’nin tarihsel misyonu en basit haliyle dışlanmışların kamusal alanın parçası olmasını saÄŸlamasıydı. Bu aynı zamanda rejimin demokratikleÅŸmesini, çeperin merkezi yeniden inÅŸa etme araçlarına ulaÅŸmasını ifade etti. Söz konusu deÄŸiÅŸim ‘yeni’ bir Türkiye yaratmak üzere ideolojik ve psikolojik eÅŸiÄŸin geçilmesi demekti. Ancak ‘rejim’ belirli bir zihniyetin korunaklı yapısı içinde ÅŸekillendiÄŸi ölçüde, tarihsel bir momentteki ÅŸu veya bu siyasi iradenin gücüyle bir anda buharlaÅŸmıyor. Koalisyonlar ve sentezler yaratarak hayatiyetini idame ettiriyor. Öte yandan ‘yeni’ olana hamle ‘eskiden’ uzaklaşılabileceÄŸi duygusunu verse de, toplumun buna cesaret göstermesi varlığına iliÅŸkin tehditlerin olmamasını gerektiriyor. Dolayısıyla ‘eskinin’ taraftarları böyle bir tehdidi beslemeyi bir ‘strateji’ haline getiriyorlar. Korunma ve savunma dürtüsünün ‘yeniyi’ durdurmasa da ‘eskiye’ benzeteceÄŸini öngörüyorlar. 

Bu baÄŸlamda Kürt meselesinin ve Çözüm Süreci’nin çift yönlü bir rolü olduÄŸu açık. Çözüm ‘yeni’ olanın bir adım daha ilerlemesi, ‘eskinin’ direnme yeteneÄŸinin bir hamle daha kırılması demek. Çözümsüzlük ise ‘yeninin’ direnemediÄŸinin, ‘eskiye’ teslim olacağının habercisi. AKP bu denklemi bilerek iÅŸe giriÅŸti. Henüz 2004 yılında en olumsuz koÅŸullar altındayken bile çözüm arayışına girdi. Kürtlerle barışın muhafazakarların tarihsel ‘geri dönüÅŸünü’ tescil edeceÄŸinin farkındaydı. Bu yolda ilerlemek devletçi ‘Türk’ milliyetçiliÄŸine mesafe almayı gerektiriyordu ve AKP’nin dindarlık anlayışı bu yeni yönlenme için uygun bir sosyal ve ideolojik zemin saÄŸlamaktaydı. 
‘Eskinin’ zihinsel inÅŸası ‘Türk-Ä°slam sentezi’ üzerine kurulmuÅŸtu. 12 Eylül’ün bu ‘icadı’ bir eÅŸitlikçi amalgamı deÄŸil, muhafazakarlığın Ä°slam adının kullanılması sayesinde TürklüÄŸün parçası olmasını hedefliyordu. ‘Türklük’ ise bu ülkede kendisini Türk hissedenlerden ziyade doÄŸrudan devlet adına davranma imtiyazına sahip olanların ideolojik payandasına dönüÅŸmüÅŸtü. 
AKP Türk-Ä°slam sentezini kırdı… Ä°slamı Türk’ten deÄŸil ama Türklükten, dolayısıyla muhafazakar kitleyi de devletten deÄŸil ama devletçilikten özgürleÅŸtirdi. AKP’nin reformcu niteliÄŸinin altında söz konusu ‘mesafe almayı’ saÄŸlayan ufuk, tasavvur ve strateji yatar. Bu tespit bize AKP’nin hangi yoldan ‘eskiye’ taşınmak isteneceÄŸini de söylüyor: AKP’nin yenilikçiliÄŸinin önünü kesmenin yolu onu yeniden Türk-Ä°slam sentezine döndürmektir. Bu ise tabii ki Çözüm Süreci’nin bitmesini, çözümsüzlüÄŸün yeniden ‘doÄŸal durum’ haline gelmesini gerektiriyor. 
MHP’nin bütün siyaseti bu noktaya yoÄŸunlaÅŸmış durumda. AKP’yi çözümsüzlük tuzağına düÅŸürerek içerden ‘oymak’ istiyor. PKK da aynı hedefi kovalamakta… Çünkü Kürt meselesinde PKK’ya avantaj saÄŸlayacak ‘çözüm’ ancak ‘eskinin’ içinde mümkün. Demokrasi zemininde PKK baÅŸ aÄŸrıtan bir anakronizm, Kürtlerin sırtına yüklenmiÅŸ bir yük olmaya mahküm. HDP ise ‘yeniye’ adım atamadığı ölçüde güzel kliÅŸelerle oyalanmakta…  
Kendi dışında herkesin ‘eskiyi’ istediÄŸi ya da etkisiz kaldığı bir ortamda AKP’nin yolu ne olmalı? Türk-Ä°slam sentezine, ‘eskiye’ tutunmak mı? Yoksa tek başına ‘yeniyi’ taşıyıp, kimlikler arası mesafeleri normalleÅŸtirerek ortak alanı pekiÅŸtirmek mi?  

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.